Tiyatro

Tiyatro metinleri DP öğrencilerinin çalıştığı dört ana türden biridir. 

Bu giriş dersinde tiyatronun temel kavramları ve özellikleri üzerinde durulacaktır.

Tiyatro [Yun. Theastai - görmekten 'theatron' - genel görüş] 

"Antik Yunan tiyatrosunda yalnızca seyircilerin "oturdukları yer" anlamına    gelirken bugün genel olarak bütün dramatik gösterilerle ilintili çalışma   alanını kapsar; tiyatro yapısını, eylemini ve kavramını karşılar.

Tiyatro, kimi kez, 'drama' kavramına karşıt olarak bir temsilin metin dışında kalan bütün yönlerini belirtir. Ancak 'drama' yalnızca söz değildir, bunun yanı sıra oynayış anlamını da getirir; bunların ikisi birbirinden ayrılmaz. 

Öteki öğeler dekor, giysi, müzik ve danstır. Ayrıca, 'Fransız tiyatrosu', 'İtalyan tiyatrosu' dendiği zaman bu ulusların tiyatro yaşantılarının bütün yönleri; Corneille'in tiyatrosu, Shakespeare'in tiyatrosu denildiği zaman bu yazarların oyunları anlaşılacaktır. Türkçeye 'tiyatro' terimi İtalyanca 'teatro' sözcüğü ile girmiştir. 

Dram [Yun. Drama] [Alm. Drama] [Fr. drame] [İng. drama] 

1. Lirik ve epik yanında üçüncü bir edebiyat türü. Genel olarak tiyatro yapıtlarının konuşma düzeni için kullanılır.

2. Sahnede oynanmak üzere konuşmalı olarak yazılmış karşıt oluşların çatışmasıyla gelişen oyun.

3. Halk dilinde ciddi oyun.

Dramatik [Fr. dramatique] :

1. Dramla, yani oyun türü ile ilgili olan.

2. Oyun türü ile kesin ilintisi olmadan, içinde gerilim, çatışma, zengin olaylar, karşıtlıklar bulu nan herhangi bir yapıt ya da olay.

3. Zaman ve konu bakımından gerilimli ve böl ümlü yoğunluğu olan bir yapıt türü."

 "Drama ve dramatik sözcüklerini değişik bağlamlarda kullanmamız olasıdır: dramanın özünde olan heyecanı ve ileri düzeyde olay yoğunluğu gibi öğeleri içermeleri nedeniyle bir futbol maçını, herhangi bir yarışı, bir ayaklanmayı, ya da bir cinayeti dramatik sayabiliriz. Bunları dram sözcüğünün gerçek anlamından ayıran yanı kurmaca değil gerçek oluşlarıdır. Bu yüzden kurmaca olma özelliği 'drama’nın temel öğesi sayılmaktadır. Ancak burada belgesel nitelikli yapımları bu tanımlamanın dışında tutmamız gerekir. Buradaki temel öğe, belgesel yapımların, geçmişteki olayları o anda oluyor gibi izleyicinin karşısına getirmeleridir. Bu durum dram sanatının temel özelliklerinden birini oluşturur: temsil etme özelliği. Drama düş evreninde ya da gerçekte olmuş yahut olabileceği sanılan olayları temsili canlandırır."

    Dramatik metinlerin diğer türlerle benzeşen ve ayrılan özellikler ne olabilir? 

"Dram sanatının öteki yazın ürünlerinden ayrılan yanı, bu sanatın gösterime yönelik ve temsili olmasıdır."

    

 Notos'un 80. sayısında yer alan "Yüzyılın 40 oyunu" seçkisindeki eserlerden seçim yapabilirsiniz: 

 Semih Gümüş'ün "Oyun Okumak, Nitelikli Edebiyata Giden Yol" başlıklı yazısını, "yüzyılın 40 oyunu" listesi ile birlikte, derginin izniyle paylaşıyoruz: 

  "Oyun, dili yüksek soyutlamalara uğratan bir tür. Şiirin ardından. Başlangıçta kendini şiir biçiminde var etmiş. Ama öteki düzyazı türlerinden de önce geliyor. Anlatıcının sağladığı olanaklardan yoksunken yalnızca konuşmalarla bir dünyayı, insanı, insanlar arasındaki ilişkileri, yıkımları ve yükselişleri adım adım yaratan dili, roman ve öykünün yaratma güçlüğü çektiği alanlara büyük olanaklar verir. Konuşma cümlesi yazmak, bir yazınsal metnin en zor öğesi olan kişileri ortaya çıkarmak için yazarın elindeki anahtarlardan." 

Semih Gümüş'ün yazdıklarına katılıyor musunuz? Tiyatroda dil neden soyutlamalara uğrar? Tiyatronun ilk biçiminin şiir formunda olması neden olabilir? 

 Türler birbirinden ne ölçüde ayrılıyor? Örneğin bir tiyatro oyununda şiirsellik, bir hikâyede tiyatro türünün ögeleri gözlemlenebilir mi? Öğrenciler, bu soruyu yanıtlarken okudukları kitaplar arasında bağ kurmalıdır. 

Dr. Esra Dicle: "Bugün artık nazmın geçerli bir tiyatro dili olmadığı ifade edilse de şiir ile tiyatro arasındaki bağın tamamen koptuğunu ve tiyatroda şiirin işlevini yitirdiğini iddia etmek de mümkün değildir. Modern tiyatronun kurucuları sayılan Ibsen, Çehov, Shaw gibi isimler, tiyatro dili olarak düzyazıyı kullanmalarına rağmen, oyunlarında şiirselliği belli şiir kalıplarının dışına çıkarak çok daha karmaşık ve etkili bir teknikle kurabilmişlerdir. Şiirin-şiirselliğin tiyatro ile etkileşimini tartışmak amacıyla üretilen şiirsel tiyatro, dramatik şiir, dramatik nazım, şiirsel dram, tiyatro şiiri, manzum tiyatro gibi kavramların bolluğunun aksine bu konuda yapılan titiz ve detaylı çalışmaların azlığı, durumu olduğundan daha karmaşık hale getirmektedir. Bu nedenle bu yazının sınırları içinde tartışılacak olan şiirsel dram kavramını biraz açıklamakta fayda görüyorum. Şiirsel dram kavramı üzerine düşünen eleştirmenlerin sayısı pek fazla değildir ve şiirsel dramın bir tür olarak kabul edilmesini sağlayacak yoğunlukta ve açıklıkta tartışmaların varlığından söz etmek de mümkün sayılmaz. Kavram üzerine geliştirilen düşüncelerin temel anlamda iki hususa vurgu yaptığı görülüyor. Bir oyunda şiiirselliğin, teknik bir kavrayışla, bir oyunun yapısı, dili ve kişiler arası ilişkilerin düzenleniş biçimi olarak yorumlayanlar olduğu gibi, şiirselliği, bir oyunda insanın basit ve gündelik gerçekliği aşarak başka, daha yüksek ve evrensel bir düzeni-oluşu ifade etme çabası olarak tanımlayanlarda vardır. Mesela, şiirsel dram türünü kavramsallaştırma ve formülleştirme çabaları içinde yer alan isimlerden Denis Donoghue, dramda şiirselliğin dil ile ilgili bir durum olmak zorunda olmadığını, şiirselliğin, bir oyunun; diyalogların ritmi ve kuruluş biçimi, müziğin kullanılışı, oyuncunun bedensel hareketleri, dekor, olayların sıralanışı gibi tüm unsurları arasındaki ilişki, kompozisyonu, diğer deyişle oyundaki “organik bütünlük” yoluyla sağlandığını ifade eder. (Donoghue 1959: 3-18)" 

Makaleyi çıktı olarak öğrencilerinizle paylaşabilir ve öğrencilerden renklendirme tekniği ile incelemelerini isteyebilirsiniz: (Mavi kalem: tez cümleleri, kırmızı kalem: kanıtlar, yeşil kalem: analiz gibi) 

   Tiyatro bilimci Prof. Dr. Özdemir Nutku'nun sunumuyla "Türk Tiyatrosu" birinci bölümü "Sahnenin Büyüsü"nü öğrencilerinizle birlikte izleyebilirsiniz: 

     Kadıköy Boa Sahne'nin derlediği altmış tiyatro terimi ve anlamı için tıklayınız.

     Dramaturg Esen Çamurdan'ın tiyatro terimleri ile ilgili derlediği kaynakçaya buradan ulaşabilirsiniz. 

  Öğrencilere, daha önce farklı türlerde okudukları metinlerden hangilerinin tiyatro ile bağlantılı olduğu sorulabilir. 

  Gösterme tekniği: Tiyatrodan alınan ve düz yazıda kullanılan bu yöntemde anlatıcı aradan çekiliyor ve okur hikâye ile baş başa kalıyordu.

   "Anlatma ile gösterme arasında Percy Lubbock şöyle ayırım yapar: Anlatmada okuyucunun yüzü hikâyeye dönüktür, onun sözlerine kulak vermektedir; göstermede ise okuyucunun gözleri hikâyeye çevrilmiş, onu seyretmektedir. Anlatmada herhangi bir duygu yoğunluğu yaratılamaz, çünkü okuyucu olup bitenleri ikinci elden görür; olayları birinci elden gören, değerlendiren, eleştiren, yorumlayan hep anlatıcının kendisidir. Göstermede ise yazar okuyucuyu olaylar ve kişilerle başbaşa bırakmış, kendisi aradan çekilmiş izlenimini uyandırır. Bundan ötürü tanrısal bakış açısından yazılan romanlarda genellikle egemen olan yöntem anlatma yöntemidir.' (Ü. Aytur, 1977: s. 22-24)                                                           

anlatma yöntemi:                                                                                okuyucu.................................................................anlatıcı.......................................................................eser

gösterme yöntemi: 

okuyucu.....................................................................................................................................................eser"

  "Anlatma" ve "gösterme" tekniklerinin farkını öğrencilere hatırlatmak için Oya Baydar'ın Hiçbiryer'e Dönüş romanından alınan bu parçadaki anlatma ve gösterme tekniği kullanılan yerleri öğrencilerden farklı renklerle çizmeleri isteyebilirsiniz: 

"Yıllar önce, çocuk küçükken ne zaman bu kente gelseler, kanal turları yapan zarif beyaz teknelere binmek isterdi. Konuşmadan, soru sormadan oturur, sadece 'kediler Evi' diye bilinen küçük teknenin yanından geçerken heyecanlanırdı.
"Kediler sudan korkmuyorlar mı?"
"Korkmuyorlar, burası onların evleri."
"Neden kaçmıyorlar evlerinden?"
"Çünkü alışmışlar. Kediler evlerine bağlıdırlar.
"Fare tutuyorlar mi?"
"Evet, bu yüzden bu teknedeler zaten."
"Kanallarda çok fare var mı?"
"Evet, çok var."
"Beni de yerler mi?"
"Hayır yemezler, senden korkarlar."
"Neden benden korksunlar?" Ben çok küçüğüm."
"Sen küçüksün ama, biz varız. Biz seni koruruz."
"Hayır, korumazsınız, kaçarsınız. Beni bırakırsınız."
Kanal gemilerini seyrederken, keskin bir acı olmaktan çıkıp
bir türlü yumuşak bir hüzne dönüşmeyen o dayanılmaz boşluk duygusuyla, anımsıyor" (1998: s. 46).

 

"Yıllar önce, çocuk küçükken ne zaman bu kente gelseler, kanal turları yapan zarif beyaz teknelere binmek isterdi. Konuşmadan, soru sormadan oturur, sadece 'kediler Evi' diye bilinen küçük teknenin yanından geçerken heyecanlanırdı." ve "Kanal gemilerini seyrederken, keskin bir acı olmaktan çıkıp bir türlü yumuşak bir hüzne dönüşmeyen o dayanılmaz boşluk duygusuyla, anımsıyor" bölümleri anlatma (tahkiye) tekniği ile yazılmışken geri kalan bölüm gösterme tekniği olan diyalog kullanılarak oluşturulmuştur. (Mehmet Tekin, Roman Sanatı, 204) 

 

"Dram sanatının incelenmesinde genellikle kullanılan iki temel yöntem vardır:

1- yazınsal yönden inceleme ikiye ayrılır:

a) türleri açısından (tragedya, komedya, melodram, fars) ve

b) estetik akımlar olarak (klasisizm, romantizm, doğalcılık, simgecilik, dışavurumculuk, gerçekçilik, vb ...)

2- biçim yönünden incelemede oyun yapısı ele alınır: burada

a) olaylar dizisi,

b) kişileştirme ve

c) konuşma örgüsü gibi teknikle ilgili öğeler üzerinde durulur."

Diğer derslerde bu inceleme yöntemleri üzerinde durulacaktır. 

  Öğrencilerin tiyatro konusuna dikkatlerini çekmek için, çeşitli podcastler, Youtube'da bulunan çeşitli tiyatro söyleşileri, Netflix'te bulunan "Caniko", "Genco", "Yaparsın Şekerim" ve "İyi Ki Yapmışım" belgesellerini izlemeleri önerilebilir: 

 Açık Radyo'nun Tezahür programında Tiyatro Eleştirmenleri Derneği Başkanı Ragıp Ertuğrul ile yapılan "Tiyatroda Eleştiri" başlıklı söyleşiye buradan ulaşabilirsiniz. 

 Boğaziçi Üniversitesi Nâzım Hikmet Kültür Merkezi'nde, Doç. Dr. Esra Dicle'nin "Nâzım Hikmet Tiyatrosunda Metinler, Türler, Söylemler" konuşması:

"Nâzım Hikmet sadece bir oyun yazarı değil aynı zamanda ciddi bir tiyatro izleyicisi. Tiyatronun tüm formları üzerine düşünen ve dünya görüşünü bu formlarla nasıl temsil edebileceğini araştıran bir tiyatro insanı ama kuvvetli bir şiiri olunca bu yönü ihmal ediliyor. Oysa tiyatrosu üzerine araştırma yaptığımızda hem kendi sanatına hem de tiyatro tarihine doğru çok zengin bir yol gittiğini görüyoruz."

  Yıldız Kenter'in hayatını anlatan "Caniko" belgeselinin fragmanı:

  Metin Akpınar'ın hayatını anlatan "İyi Ki Yapmışım" belgeselinin fragmanı:

 Genco Erkal'ın hayatını anlatan "Genco" belgeselinin fragmanı:

 Öğrenciler, tiyatro izlemeye teşvik edilmelidir. Ayrıca internet ortamında bulunan çeşitli tiyatro ve radyo tiyatrosu kayıtları öğrencilerle paylaşılabilir: 

  Radyo Tiyatroları:

  1. Yıldız Kenter, Müşfik Kenter ve Tuncel Kurtiz'den Cam Kırıkları oyunu:
  2. Yıldız Kenter, Şükran Güngör, Füsun Erbulak ve Kamuran Yüce'den Sonbahar Fırtınası oyunu

  Sahnelerden Youtube'a: 

  1. İKSV'nin Nazım'a Armağan oyunu:

         

     2. Howard Zinn'in yazdığı Marx'ın Dönüşü oyunu: 

         

Dram Sanatının Ögeleri

Bu bölümde tiyatronun biçimi üzerinde durulacaktır. Tema, durum, oyun kişisi, olay dizisi, kişileştirme, konuşma örgüsü, zaman ve mekân üzerinde durulacak olan konulardır.

Tiyatro Metninde Diyalog

Tiyatro metinleri karşılıklı konuşmalar şeklinde yazılır. “Karşılıklı konuşmalar”, diyalog sözcüğüyle karşılanır. Konuşmalar, bir oyunun olay dizisini geliştirmede, oyun kişilerini...

Komedi

Her ne kadar yalnızca komedi türünde yazılmış bir tiyatro metninin IB öğrencilerinin karşısına "kağıt 1" sorusu olarak çıkma ihtimali az olsa da, öğrenciler tiyatronun temelini oluşturan...

Trajedi

Tragedya : (Yun. "Tragos - keçi ile Ode - ezgi). "Keçi ezgisi" anlamında ortaya çıkmıştır. Sonradan özel bir türün adı olmuştur. Antik ve Klasik tanıma göre, yüceltilmiş sözlerle yazılan,...

Kaynakça:

DİCLE, Esra. "ŞAİRIN OYUNU: GÜLTEN AKIN TİYATROSUNDA ŞİİRSELLİK" , The Journal of Academic Social Science Studies (2020)

Nutku, Özdemir. Dram Sanatı: Tiyatroya Giriş. İstanbul: Kabalcı, 2001. 

Efe, Fehmi. Dram Sanatı: Göstergebilimsel Bir Yaklaşım. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 1993.  

Taner, Haldun, Metin And, Özdemir Nutku. Tiyatro Terimleri Sözlüğü. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 1966. 

Tekin, Mehmet. Roman Sanatı. İstanbul: Ötüken Neşriyat, 2019. 

Selected Pages

All materials on this website are for the exclusive use of teachers and students at subscribing schools for the period of their subscription. Any unauthorised copying or posting of materials on other websites is an infringement of our copyright and could result in your account being blocked and legal action being taken against you.